5 Nisan 2012 Perşembe


Bol bahane ve İstatislikler

-Kitaplar çok pahalı
-İşten geldim, yorgunum
-Öğrenciyiz abi !
-Oku oku nereye kadar?
-...ve daha birçoğu
Bu sözler en genel tavırlarımız. Kendimi örnek verirsem, ancak son birkaç senedir orjinal kitap alma imkanım oluyor. Üniversite yılları, korsan kitaplar, kitap fotokopileri etrafında koşmakla geçti.
Okuduğumuz kitapların içeriğide çok nitelikli değil açıkcası. Türkiye'de okunan kitaplara da bakarsanız, "siyaset, aşk gibi birkaç temaya sıkışmıştır. Popüler kültürün önümüze sürdüğü kitaplar... Günde ortalama 5 saat TV seyreden bir toplumuz. Bu zamanı TV'ye ayıran bizler, her gün birkaç sayfa okuma zahmetine katlanamıyoruz. Ne garip değil mi? Yukarıdaki basit bahanelerimiz, diziler/filmler için geçerli olmuyor çoğu zaman. Diğer açıdan, internet insanoğluna sınırsız olanaklar sunarken, gençlerimizi/çocuklarımızı asosyal bireyler haline getirmiyor mu? İnternete ayırdığımız zamanı, kitaplara ayırabiliyor muyuz?
Bütün bu sorular/sorunların ardından Türkiye'nin okuma karnesine bir bakalım:
*Egitim-Sen`in bir arastirmasina gore, ogretmenlerin yuzde 8`i hiç kitap okumuyor. Yuzde 39`u ise bu konuda bilgi vermek istemiyor. Yuzde 28`i ayda bir kitap aliyor.
*Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Kurucu Genel Başkanı - Yazar Mehmet Doğan'a göre: "Ülkemizde 10 bin kişiden 3 kişi yılda 10 ve üzerinde kitap okuyorsa kitap kurdu sayılıyor."
*Çukurova Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Ortaş konuyla ilgili ele aldığı makalede “Devlet kitap okumayı kötü gösterdi” alt başlığıyla doğrudan bir eleştiri getiriyor. Ortaş makalesinde şöyle devam ediyor : "12 Eylül sonrası kitap okumak kamuoyuna zararlı diye tanıtıldı. Kim gerçekten suçlu ve zararlı tespiti yapılmadan, özellikle de okuyan ve düşünen kişiler bu süreçte hep mağdur duruma düşürüldü. Maalesef ülkemizde gelişen dinamik gençliğin eleştiri yapma şansı elinden alınarak sistemi eleştirmeyen ve kabullenen bir gençlik yaratıldı. Çok genç yaşta evden başlayarak sürekli dövülen, 'Sus sen bilmezsin, ' 'aklın ermez, ' 'büyüğüne saygı, ' 'otoriteye saygı' kişinin kişiliğini önemli ölçüde zedelemiştir. Kitap okuma alışkanlığı kazanamamış toplum ne yapacağını bilemeyecektir. Kitapların bir taraftan yasaklanması, diğer taraftan yayıncıların yasaklanması yanında pahalı olması kitap okumanın önündeki en büyük engeller olarak görülüyor.”
*Bağımsız Eğitimciler Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre, kitap okuma oranının yüzde 4, 5 olduğu Türkiye'de yılda sadece 23 milyon adet kitap basılıyor. Japonya'da ise bir yılda basılan kitap adedi 4 milyar 200 milyon. AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 dolarken Türkiye'de bu rakam 2 dolar düzeyinde seyrediyor.
*Gazi Üniversitesi'ndeki 1915 öğretim üyesiyle yapılan araştırmaya göre : Öğretim üyelerinin yüzde 21.9'u sadece akademik yayın okuyor. Yüzde 56.2'si ayda bir-iki kitap okuyor.
SAYISAL VERİLER
Türkiye’de kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda.
» Japonya’da toplumun % 14’ü,
» Amerika’da %12’ si,
» İngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okur iken,
» Türkiye’de durum % 0, 01 yani on binde bir.
» Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da kitap ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000- 3000 civarında basılmaktadır.
» Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Rapor’unda kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sıradadır.
BİR YILDA KİŞİ BAŞINA OKUMA SAYILARI:» Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor
» Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor.
» Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor
» Türkiye’de 6 kişiye yılda 1 bir kitap düşüyor.
Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip olan kişi sayısı ortalama 40 bin kişi
KİTAP OKUMAK İÇİN
Türkiye’de bir kisinin ayırdığı zamanın;» 300 katını bir Norveçli ayırıyor.
» 210 katırı bir Amerikalı ayırıyor.
» 87 katını bir İngiliz ayırıyor.
» 87 katını bir Japon ayırıyor.
» Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla.
KİTABA, KİM NE KADAR PARA VERMİŞ (1995) YILINDA» Norveçli 137 $
» Alman 122 $
» Belçikalı 100 $
» Avustralyalı 100 $
» Güney Koreli 39 $
» Dünya ortalaması 1, 3 $
» Türkiyeli 0, 45 $
KİM NE KADAR KİTAP BASIYOR.» ABD’de 72 bin kitap basılıyor.
» Rusya’da 58bin kitap basılıyor.
» Japonya’da 42 bin kitap basılıyor.
» Fransa’da 27 bin kitap basılıyor.
» Türkiye’de ise 7 bin kitap basılmakta.
TÜRKİYE’DE OKUMA VE İZLEME ORANLARI» Dergi okuma oranı % 4
» Gazete okuma oranı % 22
» Radyo dinleme oranı % 24
» Televizyon izleme oranı % 95
TÜRKİYE'DE YILLARA GÖRE KÜTÜPHANELERLE İLGİLİ KARŞILAŞTIRMALAR
.......................................... 1996 Yılı .................... 2001 Yılı
Kütüphane Sayısı.................. 1.260 ...........................1.412
Kitap Sayısı.......................... 10.899.127 ...........12.221.392
Okuyucu Sayısı.................... 22.523.449 ........... 11.698.602
Kayıtlı Üye Sayısı.................. 1.004.681 ................ 254.007
Ödünç Verilen Kitap Sayısı..... 4.507.508 ............. 2.164.324
Satın Alınan Kitap Sayısı........ 129.450 .................... 13.862
Dünyada Bir Yılda Ders Kitapları Hariç Basılan Kitap SayısıAmerika 72 000
Almanya 65 000
İngiltere 48 000
Fransa 39 000
Brezilya 13 000
Türkiye 6 031
Çocuk Vakfı Çocuk Edebiyatı Okulu, 8 Eylül Temel Okur Yazarlık günü nedeniyle Türkiye'nin Okuma Alışkanlığı Karnesi isimli bir çalışma hazırladı. Hazırlanan çalışmayla Türkiye'nin okuma haritası ortaya çıktı. Türkiye'nin ortaya çıkan okuma karnesi ise zayıflarla dolu. Araştırmaya göre, nüfusun yüzde 88'i okuryazar. Diğer çarpıcı sonuçlar şöyle :
*Türkiye de çocuklar okuma becerileri açısından 35 ülke arasında 28.
*İhtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada
*Türkiye'de öğrencilerin sadece yüzde 19'u 25'ten fazla kitaba sahip.
*Türkiye'de kitaba yılda harcanan para 45 sent.
*Kütüphaneye gidenlerin sadece yüzde 8'i kitap okumaya gidiyor.
*Öğretmenlerin yüzde 33.4'ü düzenli kitap okuyor.
*Anne baba çaba harcamıyor
*Sadece dört anne babadan biri çocuklarının okuma alışkanlığını geliştirmek için çaba harcıyor.
*En çok basılan yerli beş kitap : Keloğlan Masalları, Nasrettin Hoca Fıkraları, Türk Masalları, Dede Korkut Hikâyeleri, Ömer Seyfettin'in Hikâyeleri.
*En çok basılan yabancı kitaplar La Fontaine Fablları , Ezop Masalları, Andersen Masalları, Çocuk Kalbi...
***
Bu kadar veriden sonra kendimizi tekrar sorgulayalım. Gelişme arzusunu yıllarca içinde taşıyan bir toplum olarak kitap okuma alışkanlığı kazanmayı ne zaman önemseyeceğiz?
Okumak, anlamak, anlatabilmek... Bu kavramların hepsi kitap okuma alışkanlığında yatıyor.
Kendi çözümsüzlüğümüzü kendimiz yaratmayalım. TV alışkanlığımıza, eğlenceye biraz daha az zaman ayırarak, bu toplumu hep beraber geliştirelim. Çocuklarımıza, ailemize de bu alışkanlığı kazandıralım.
Artık uyanma vaktidir..
İstatislikler Bunu Gösteriyor




Türk işi Bahaneler


Milli Eğitim Bakanlığının yaptırdığı bir ankette niçin kitap okumuyoruz sorusuna verilen cevaplar:

• %50,2 kitap okuma alışkanlığım yok,

• %16,6 yeterince zamanım yok,

• %10,6 Boş zamanım çok yoğun geçiyor.

• %10,5 T.v. Video... Tercih ediyorum,

• %4,6 kitap fiyatları pahalı,

• %3,4 derslerim çok yoğun,

• %1,9 diğer sebepler ve geriye kalan cevapsız.

1 Nisan 2012 Pazar

SÖZLER

SÖZLER

Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez Victor Hugo

Okuma zevkini kazanmayanın öğrenimi yarıda kalmıştır P Peacut

Okuma zevkini, Hindistan'ın hazinelerine değişmem E Gıbbon

Okumak bir deva, anlamak bir şifadır R Necdet Evrimer

Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır Bacon

Okumak gıdadır, okuyan insanlık bilen insanlıktır V Hugo

Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu göreceksin W E Channing

Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri güzel saatlerle değiştirmektir Montesquieu

Okunacak en büyük kitap insandır Hacı Bektaş Veli

Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştıramayan okçudan daha başarılı sayılmaz Montaigne

Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır W Ellery Channing

Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz

31 Mart 2012 Cumartesi

Sevdamızın Adı Kitap Okumak Olsun

İnsan kelimelerle düşünür, ne kadar kelime bilirse düşünce ufku o kadar genişler. Zekâ seviyesi o nispette artar. İnsanın zekâsını ölçen en keskin kıstas kelime haznesidir. Zekâ aynen kaslara benzer, ne kadar çok çalıştırılır ise o nispette gelişir. Beyne egzersiz yaptırmanın yolu problem çözme ve kelime ezberletmedir. Kitap okumanın diğer derslere de faydası vardır. Özellikle kapsamlı düşünme kabiliyeti isteyen Fizik ve Matematik, alternatif düşünme kabiliyetini geliştirmede Felsefe, akıl yürütmede Mantık derslerinde insanların daha başarılı olacağı malumdur. 
Günümüzdeki sınavların özelliği zamanı iyi kullanma, yani hızlı soru çözmedir. Çok kitap okuyan öğrenci hızlı okuyup anlayarak dakikalarınaltın değerinde olduğu sınavlarda diğer öğrencilerden daha başarılı olacaktır. Öyleyse imtihanı kazanmak istiyorsanız kitap okumayı asla ihmal etmemelisiniz.
Kitap okumanın en önemli faydalarından biri de insana kendini tanıma fırsatı vermesidir. Okuyan insan hangi dalda başarılı olacağını çok çabuk kavrar. Unutmamalıyız ki aydınlanmamızı sağlayan Edison, Nobel ödüllü büyük fizikçi Einstein üniversiteden mezun değildi. Ama okudukları kitaplar sayesinde hangi dalda kabiliyetli olduklarını keşfettiler ve başarılı oldular. Evet, görüldüğü gibi hayatta başarılı olmanın tek şartı var o da kitaplarla dost olmak. Balzac: “Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmalısınız.” der. Kişinin hayatında bir numara olması demek birçok konuda genelbilgilere sahip olması demektir. İşte bir numara olmanın ilk şartı: Okumak, okumak, okumak.
Okuma oranımız yok denecek kadar az.1933 Nazi Almanya`sında, muhteşem kitap yakma törenleri yapıldı. Ancak anlaşıldı ki: “Kitapların yakıldığı yerde bir müddet sonra insanlarda yakılır.” Meşhur Çiçero, bütün hayatı bir cümle ile özetleyiverdi: “Bir bahçen ve bir kitabın varsa hiçbir eksiğin yoktur demektir.”
Kitap ömrü uzatmanın en iyi ilacıdır. Kim kitapsever ve okursa, onun hayatı mutlu, ruh dünyası zengin ve ömrü uzun olur. İnsanın baş düşmanı bir şey yapmamaktan doğan boşluk ve tembelliktir ki; bu da streslere davetiye çıkarır. Stres; insanın ölümün öncü ikazlarıdır. Ölmek için son nefesi beklemek doğru değildir. Ölmek için kitapsız yaşamak gerekir. Kendine ve insanlara faydalı olmaya gayret etmeyen kişi zaten yaşamıyor demektir. Bundan kurtulmanın yolu kitap okumaktır. Okumayı okul kitapları ile sınırlayan, beyin kapılarını bunun dışındakilere kapayan insan, kabuk bağlar, çevresi ile ilişkisi de bu kabuğun delikleri ile sınırlıdır. Kendini yenilemenin sırrı ise kitaplar arasında dolaşıp onların arkadaşlığını sağlamakla mümkündür. 
Kitabı okumak için ona dokunmak gerekir. Kapağına, sayfalarına daha okumadan tanışmalı, sevgimizi tokalaşma tadında merhaba diyerek sımsıcak bir dosta kavuşma, hasretten sonra vuslata erme edasıyla yapmalıyız. Âşıkların maşuklarıyla buluşması gibi her kitap bizi yeni bilgilerle ve tecrübelerle buluşturacağından her gün düzenli okuma sayfamız veya saatimiz olmalı. Sevgilimizi bekletmemek gerekir. “Kitap okumaksızın geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder.” derken Çinliler haksız da sayılmazlar hani?
Japonya`da bir gazete 11 milyon satarken Türkiye`de günlük yayımlanan tüm gazetelerin baskı sayısı 5 buçuk milyona bile ulaşmıyor. Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor. Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor. Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor. Türkiye`de 1 yılda 6 Türk 1 kitap okuyor. Öncelikli ihtiyaçlarımız arasında kitap okuma ihtiyacımız tam 235. sırada yer alıyor. 235.sıra… Maalesef okumuyoruz.
Yavuz Sultan Selim Han döneminde Osmanlı devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti idi. Oysa günümüzde batlılardan borç para dilenir durumdayız. Neden mi? Çünkü 8 yıllık kısacık saltanatına kıtalar fethini sığdıran koca sultan Yavuz Sultan Selim Han, develere yüklettiği kütüphanesini bir an olsun yanından ayırmazdı. Şehzadelik döneminde 3 saate indirdiği uykusuyla günde 8 saatini kitap okumaya ayırmıştı. Türkiye`de ise 5139 genç üzerinde yapılan araştırmaya göre; gençlerin %69`u adını hatırlamayacakları kadar uzun zamandır kitap okumadıklarını söylemişlerdir. Durum ortada.
Eski Sosyalist Rusya`nın devrimcisi Lenin, Sibirya sürgününde Marks`ın Das Kapital kitabını Sibirya`nın dondurucu soğuğunda 1000 kez okurken, muhteşem bir medeniyetin vârisleri olan bizler neyi kaç defa okuyor ve okuduklarımızı ne ölçüde hayata geçirebiliyoruz!
Unutulmamalıdır ki okuduğumuz her kitabın sayfaları yıllar süren tecrübenin ürünüdür. Hayatını bugün için değil, yarınlara hazırlayan ve gelecekte büyük işler başarmaya azmetmiş istikbalin seçkin insanlarına sesleniyoruz; 
`Ey kendini insan bilen kendini oku! Yoksa hayvan ve cansız taş gibi insan olma ihtimali var. Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez.` Cümlelerini defalarca oku! Çünkü tüm okumalar kendimizi okuma adınadır. Beğenilen insanları diğer insanlardan ayırt eden bu özellikleridir. 
İnsan çok zengin olup iflas edebilir. Büyük bir makamda olup makamını kaybedebilir. Ama okuma sayesinde elde edilen bilgi ve onun getirmiş olduğu itibar mezara kadar devam eder. İnsanlar arasında faydalı işlerle yâd edilmek istiyorsanız, sizi hiç terk etmeyecek asil bir konumunuz olmasını, âlim ve ilmiyle amil olmak istiyorsanız çok okumalısınız. 
Şairimiz Necip Fazıl Kısakürek, okumayı; kendimizle iç içe olmaya ve dışarıdan yapılanların içimizde hissetme hali olarak şu mısraları söyler:
`Kazanda su kaynasa sanki ben pişiyorum;
Bir kuş bir kuş öldürse ben can çekişiyorum...`
Bugün için, yarın için, mutlu bir gelecek için, derslerimiz için, ülkemiz için ve Dünya insanlığı için kültürlü olmalıyız. “Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekâyı geliştirmektir” .Öğretmeni, velisi, öğrencisi her gittikleri yere ellerinde bir kitapla gitmelidirler. Tek yol okumak, düşünmek, anlamak, uygulanabilir projeler üretmektir